En İyi Yağ Yakıcı Steroidler | Faydaları ve Zaraları
Androjen Anabolik Steroid Dosyası – 3 – En İyi Yağ Yakıcı Steroidler
İçindekiler
En sonki yazımda »AAS ana sınıflamalarını ve bazı genel özellikleri yazmıştım. Şimdi ise daha detaylı tek tek steroid odaklı incelemeye DHT molekülleri ile başlamak istiyorum.
17-alfa alkillenmiş DHT’ler hatırlayacağınız gibi farklı bir sınıfa giriyor olduğundan onları bu yazıda değil, ilgili sınıfı anlatacağım yazıda irdeleyeceğim.
DHT molekülü daha önce de bahsettiğim gibi testosterondan 5-alfa reduktaz enzimi ile oluşmaktadır. Androjenik etkileri anabolik etkilerine göre ağır basmaktadır.
En faydalı androjenik etki yağ yakmaya yönelik lipolitik etki olduğundan bu moleküller özellikle ‘cutting’ fazda kullanılmaktadır. Bu arada ‘cutting‘ evresininin ne anlama geldiğini açıklamak istiyorum.
Sporcular için 2 kür evresi vardır, birincisi ‘bulking‘ ve ikincisi ‘cutting‘ tir. İlki kas hacmini arttırmaya yöneliktir, kısaca irileşmeyi sağlar.
İkincisi ise estetik olarak parçalı kas ve ince kıvrımları ortaya çıkarmaya yöneliktir, kasın ortaya çıkması aynı zamanda vücut yağ oranının azalmasına bağlı olduğundan bu dönemde yağdan ve karbonhidrattan fakir bir diyet uygulamak önem arz eder.
Bulking Kürü
‘Bulking‘ kürü ise diyet açısından temiz ‘bulking’ ve kirli ‘bulking’ olarak ikiye ayrılmaktadır. Temiz ‘bulking’ te kullanılan karbonhidratlar daha titiz seçilir ve özellikle glisemik indeksi düşük olan kompleks karbonhidratlar seçilmektedir.
Kirli ‘bulking’te ise protein oranı yüksek besinleri tüketirken seçicilik yoktur. AAS incelerken ‘cutting’ ve ‘bulking’ terimlerini çok iyi bilmek gerekir, zira kimi molekül ‘cutting’ evresi için faydalı iken, diğer AAS’ler ‘bulking’ için önem arz etmektedir. Olayın temel terimleri iyice hazmedilip öğrenilirse okuyacağınız makalelerden de maksimum verim alırsınız.
Şimdi daha önceki yazımda bahsetmiş olduğum DHT moleküllerine bir göz atacak olursak:
Drostanolon propiyonat – Masteron
Masteron ticari ismi adı altında satılan bu molekülün karbon 2 pozisyonunda ‘metil’ vardır. Eklenen ‘metil’ sayesinde bu molekül iskelet kasındaki 3-OH steroid dehidrojenaz enzimi ile parçalanmaktan kurtulur.
Bu özellik aynı zamanda hormonun anabolik özelliğini arttırmaktadır. Drostanolon enanthate formu da vardır fakat oldukça seyrek bulunur.
Enanthat formunun özelliği uzun etkili olması nedeni ile 2 haftada bir vurulabilme esnekliğidir. Bu hormon kuvvetli anti-östrojeniktir ve meme kanseri tedavisinde dahi kullanılmaktadır.
Masteron ve tamoxifen ikilisi ameliyat şansı olmayan postmenapozal hastalarda kullanılmaktadır. Masteron kürde kullanıldığında sporcuya anti-östrojen tedavi kullanma ihtiyacını azaltır. ‘Cutting’ fazda kullanıldığında kas sertleştirici etki sağlar.
Anabolik ve androjenik etkisi zayıf olsa da aslında tam olarak doğru değildir zira androjen reseptörlerine bağlanma olarak testosterondan 5 kat fazla etkiye sahiptir.
Genel olarak yağ kaybı da sağladığından sıkı ve sert bir görüntü sağlar. Tüm AAS metabolik hızı arttırsa da DHT moleküllerinin ayrıca direk yağ yakmasını uyarıcı etkileri vardır.
Anabolik açıdan saf kas kütlesinde artış açısından zayıftır, kas kaybı durumlarında da tedavi olarak kullanılmaz.
Atletler arasında ‘cutting’ fazda popülerdir. Bunun yanısıra gücü arttırır. Kas hacmi artışına ihtiyaç duymayan ama güçlü olmak isteyen atletlerde oldukça faydalıdır.
Maksimum fayda için kişinin yağ oranı düşük olmalıdır. Vücut geliştiriciler de hemen yarışma öncesinde kullanırlarsa vücuttaki son kalan yağları da bu molekülle yok etmiş olurlar. Fiziksel görünümü sert kılar. Vücut yağ oranı yüzde 10’un üzerinde olanlarda bu etkiler görülmez.
Kısaca özetlersek gücü arttırır, yağı yakar fakat kas kütlesini arttırmaz. ‘Bulking’ de kullanılırsa, kullanılma nedeni yağ yakıcı ve anti-östrojenik etkilerindendir. Yan etkisi nispeten azdır.
Östrojene aromatize olmadığından jinekomasti ve su tutulumu görülmez. Androjenik yan etkiler olan kellik, vücut kıllarında artış ve akne görülür.
Lipid profili üzerinde anlamlı bir etkisi vardır. LDL artışı ve HDL’de azalma görülür fakat bu etki 17-alfa alkillenmiş olan moleküllere göre daha azdır.
Bununla birlikte testosteron ve nandrolon gruplarına göre daha belirgindir.
Doğal testosteron üretimini ise belirgin olarak baskılar, bu nedenden dolayı Masteron ile beraber dışarıdan testosteron verilmesi elzemdir.
Testesteron aromataz enzimi ile östrojene dönüşeceğinden ‘cutting’ evresinde verilmesi gereken testosteron dozu kontrollü olmalıdır.
Haftalık 100-200 mg gibi düşük testosteron miktarı kontrolü sağlamada yeterli olacaktır.
Masteron tedavisi kesildiğinde vücudun doğal testosteron üretiminin normal düzeyine gelmesi zaman alacağından PCT gereklidir. Bu molekülün karaciğer üzerine ise toksik etkisi bulunmamaktadır.
Masteron’un oral formu yoktur ve enjeksiyon olarak kullanılmaktadır. Haftalık dozu 300-400 mg arasında değişmektedir.
Propiyonat formu kısa yarı ömürlü olduğundan günaşırı 100 mg enjeksiyon mantıklıdır. Genel kural olmasa da 6-8 haftalık bir kür programı kullanılmaktadır.
Metenelon – Primobolan
Metenelon Ticari ismi Primobolan’dır. Nispeten güvenli bir molekül olarak kabul görür. Bazı hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır.
Prematur bebeklerde, kemik erimesinde ve kas yıkıcı hastalıklarda medikal tedavi olarak kullanılmaktadır.
Arnold Schwarzenegger de zamanında kullandığını ifade ederek bu steroidin popülerliğini arttırmıştır. Virilizasyon etkisi az olduğundan kadınlar arasında da yaygındır. (virilizasyon
etkisi az olan diğer ilaç Anavar’dır)
Primobolan‘ın asetat ve enantat ester formları vardır. Asetat esteri olan ağız yolu ile kullanılırken enantat ester formu enjeksiyon olarak kullanılır.
Asetat ester eklenmesi sayesinde karaciğerde yıkılmaktan kurtulur. Bu molekül de bir DHT’dir, karbon 1 ve 2 atomlarında çift bağ vardır ve bu durum anabolik etkisini arttırır. 1-metil grup eklenmiştir ve bu da karaciğerdeki yıkılmayı azaltmaktadır.
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi hem oral hem de enjeksiyon formu vardır. Oral formu 17-alfa alkillenmesine sahip olmadığından karaciğere toksik değildir.
Özellikle ‘cutting’ faz açısından faydalı bir moleküldür. Nitrojen retansiyonunu arttırarak kastaki yıkımı engeller. Androjen reseptörüne kuvvetli bağlanarak lipolizi uyarır.
Bağışıklık sistemini olumlu yönde etkiler. Anadrol ya da Deca gibi kas hacminde artış yapmaz. Aromatize olmadığından östrojenik yan etkileri yoktur. Androjenik yan etkileri mevcuttur. Bunlar kellik, akne ve vücutta kıllanmadır. Özellikle lipid profili üzerine olumsuz etkisi vardır. LDL artar ve HDL düşer.
Bu kötü etkisi trenbolon, nandrolon ve testosterona kıyasla daha belirgindir. Hepatit yan etkisi yoktur.
Oral alınan formu hem tedavi hem de performans açısından günlük 50-150 mg’dır. Enjeksiyon dozları ise değişik programlarda haftalık 200-500 mg olarak kullanılır.
Primobolan’ın klasik 8 haftalık kürleri meşhurdur. Ülkemizde Rimobolan 100 mg/ml 1×1 ml ampul formu olarak eczanelerde bulunmaktadır.
Mesterelon – Proviron’dur
Mesterelon
Ticari ismi Proviron’dur. Masteron ve Primobolan gibi DHT’ler gibi ‘cutting’ fazda faydalıdır. Büyük hacimli kas yapmaz.
Karbona eklenen metil grubu karaciğerde parçalanmayı engeller. 17-alfa alkile değildir. Ana molekül olan testosteron için anabolik androjenik oran 100/100 demiştik. Bu referans noktasından yola çıkarsak bu oran Proviron için 100-150/ 30-40 idir. Ama pratiğe böyle yansımaz.
Halotestin’de de aynı durum söz konusudur. Güçlü anabolik olarak gözükseler de vücutta bu etkilerini gösteremezler.
Mesterelon açısından bunun nedeni vücutta ‘diol’ metabolitine dönüşmesidir ve de ‘diol’un anabolik etkisi oldukça kısıtlıdır.
Bu molekülün aynı zamanda aromataz enzimine bağlanma ve bu enzimi engelleme özelliği vardır. Yani bir nevi aromataz inhibitörleri olan tamoxifen ya da nolvadex tarzı bir etkiye sahiptirler.
Mesterelon androjen reseptörüne çok kuvvetli bağlanır. Yağ yakıcı etkisi çok belirgindir. Gonadotropinleri baskılaması diğer AAS’lere kıyasla oldukça azdır.
Özellikle ‘cutting’ fazda kullanılır ve kas sertleştirici etkiye sahiptir. Aynı zamanda diğer steroidlerin bu etkisini de arttırmaktadır. Anti-östrojenik etkisi sayesinde daha az su tutulumu olur ve anti-östrojen kullanma ihtiyacı azalır.
Dolaşımdaki serbest testosteron miktarını arttırır. Bu durum AAS kullanımı sırasında oluşan düşük testosteron oranı açısından faydalıdır.
Özellikle birden çok AAS içeren ve kullanılan testosteron dozunun düşük olduğu ‘cycle’larda fayda göstermektedir. Bu molekülün yan etki profili oldukça düşüktür, fakat kadınlarda yüksek virilizasyon etkisi nedeni ile önerilmez.
Hem östrojenik değildir hem de doğasında progestin olmadığından östrojenik bir potansiyel de taşımaz. Jinekomasti ve su tutulumuna yol açmaz. Su tutulumuna bağlı oluşabilecek yüksek tansiyon da görülmez.
Androjenik yan etkileri ise genetik olarak kelliğe yatkın olanlarda kellik, akneye müsait yağlı cildi olanlarda akne ve vücutta yüksek düzeyde kıllanmadır.
Anavar ve Primobolan’ın kadınlardaki virilizasyon (kıllanma) etkisi çok daha azdır ve bu 2 molekül kadın sporcularda tercih edilmektedir.
Proviron’un muhtemelen en ciddi yan etkisi lipit profili üzerinedir. HDL düzeyini yüzde 30 oranında azaltabilirken LDL düzeyini de yüzde 60 oranında arttırabilmektedir.
Yüksek kolesterol seviyesine sahip olan bireyler kesinlikle bu kolesterolden uzak durmalıdır.
Normalde tüm AAS belli bir seviyeye kadar vücudun doğal testosteron düzeyini azaltmaktadır.
Bu molekül ise testosteronu minimum etkilemektedir. Hatta günlük 150 mg doza kadar testosteron baskılanması yok denecek kadar azdır.
Bu etkisi sayesinde Proviron dışarıdan testosteron takviyesi olmadan da kullanılabilir.
Oral yoldan kullanılan bir molekül olmasına rağmen 17-alfa alkillenmiş olmadığından ötürü hepatotoksik değildir.
Performans açısından Proviron kullananlar için günlük 50-150 mg doz yaygındır.
Bazı sporcular faydalı etkilerinin 100 mg’dan sonra başladığını iddia etmektedir. Proviron diğer tüm AAS ile birlikte rahatlıkla kullanılabilir.
Özellikle ‘cutting’ evresinde Anavar, Primobolan, Winstrol ve Masteron ile beraber kullanılabilir ve bu moleküllerin androjenik etkilerini arttırır. Normalde 8-12 hafta kullanılır.
Fakat bazı sporcular cycle’larının son 6 haftasına ekleyerek iyi sonuçlara ulaştıklarını ifade etmişlerdir.
Bir sonraki yazımda testosteron moleküllerini ayrıntılı olarak anlatacağım…